Düşünceleri kontrol eden ve onların geçici mi yoksa uzun süreli mi olacağını ve daha şiddetli bir acıya dönüşüp dönüşmeyeceğini belirleyen şey nedir? Duyguları ve kişinin onlar üzerindeki kontrolünü belirleyen şey, bir insanın ne düşündüğü değil aynı zamanda nasıl düşündüğüdür.

Düşünme pek çok müzisyen ve enstrümandan oluşan büyük bir orkestranın aktivitesine benzetilebilir. Müzik üretmek için de bir orkestra şefine ihtiyaç vardır. Metakognisyon (düşünceler hakkındaki düşünceler) düşünmenin arkasındaki nota ve orkestra şefidir.

Birçoğumuz için duygusal sıkıntı geçicidir çünkü zihnin ürettiği olumsuz fikirlerle başa çıkarken esnek yollarımız vardır. Metakognitif yaklaşıma göre insanlar duygusal sıkıntıları içerisinde sıkışır kalır çünkü metakognisyonları olumsuz fikirleri güçlendiren ve duyguları sürdüren yanıt verme paternlerine neden olur. Bu paterne “Bilişsel Dikkat Kitlenmesi Sendromu” denir. Bilişsel dikkat kitlenmesi sendromu (BDS); endişe, ruminasyon, sabitlenmiş dikkat ve işlevsiz başa çıkma davranışlarından oluşur.

Metakognitif terapinin dayandığı prensip şudur; metakognisyon bilişin nasıl çalıştığını, kendimiz ve etrafımızdakilerle ilgili bilinçli deneyimleri nasıl ürettiğini anlamada hayati önem taşımaktadır. Metakognisyon dikkat vereceğimiz şeyleri ve bilincimize girecek unsurları belirler. Değerlendirmelerimizi şekillendirir, düşünce ve hislerimizi düzenlemek için kullandığımız strateji türlerini belirler.

Bilişsel davranışçı terapide (BDT) temel önerme düşünce bozukluk ve yanlılıklarının psikopatlojiye sebep olduğudur. Metakognitif terapi (MKT) de bu önerme ile uyumludur ve onu BDT’ nin bir kolu yapar. Farklılık belirli düşünme biçimlerini ve inanç türlerini tanımlamasında yatar. MKT’ deki ilgi odağı, yüksek miktardaki sürekli düşünme eğilimi ile endişe ve ruminasyon şeklinde karşımıza çıkan BDS’ dir. Dikkatin tehtide kitlenmesi şeklindeki dikkat yanlılığı da bu sürece eşlik eder. MKT de önem verilen düşünceler hakkındaki inançlardır. BDT’ de tedavide düşünce içeriği bu içeriğin geçerliliği konusundaki inançlar değiştirilmeye çalışırken MKT’ de düşünme biçimini değiştirmekle ilgilenilir.

MKT de mesele düşüncenin içeriği değil, düşünce ile olan ilişkidir. MKT özünde otomatik düşüncelerin ömrünü uzatan ve işlevsiz başa çıkma biçimlerine yol açan unsurlarla ilgilenir. Aslında değiştirilmesi gereken içerik, metakognisyonların içeriğidir. Çünkü bu düşünme paternleri olumsuz düşüncelerin veya sıradan kognisyonların kalıcılaşma sebebidir.